İlk Realist Roman Araba Sevdası

İlk Realist Roman: Araba Sevdası

Odak Anahtar Cümle:

“Araba Sevdası, Türk edebiyatının ilk realist romanıdır.”

Giriş

Türk edebiyatında roman türünün gelişimi birçok evreden geçmiştir. Ancak, gerçek anlamda realist bir roman örneği olarak nitelendirilebilecek ilk eser, Recaizade Mahmut Ekrem’in “Araba Sevdası”dır. Bu yazıda, “Araba Sevdası”nın konusu, karakterleri, dili ve üslubu, gerçekçilik anlayışı ve Türk edebiyatındaki yeri detaylı olarak ele alınacaktır. Anahtar kelimeler: Araba Sevdası, Recaizade Mahmut Ekrem, Türk edebiyatı, realist roman.

Recaizade Mahmut Ekrem ve Araba Sevdası’nın Yazılış Süreci

1896 yılında yayımlanan “Araba Sevdası”, Recaizade Mahmut Ekrem’in en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Ekrem, bu romanı yazarken Fransız realist ve natüralist yazarların etkisinde kalmıştır. Özellikle Emile Zola ve Gustave Flaubert gibi yazarların eserlerinden esinlenen Ekrem, Türk edebiyatındaki taklitçi ve romantik anlayışları eleştirmek amacıyla bu romanı kaleme almıştır.

“Araba Sevdası”nın yazılış süreci, yazarın Batı etkisinde kalmış bir dönemine rastlar. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde yaşayan ve eğitim gören Recaizade Mahmut Ekrem, dönemin kültürel ve sosyal değişimlerini yakından takip etmiştir. Roman, bu değişimlerin bireyler üzerindeki etkilerini gözler önüne sermektedir. Ancak Ekrem’in amacı sadece toplumsal bir eleştiri yapmak değil, aynı zamanda bireysel zayıflıkları da incelemektir.

Araba Sevdası’nın Konusu ve Özeti

“Araba Sevdası”, adından da anlaşılacağı gibi, İstanbul’da yaşayan, Batı hayranı olan ve zengin görünmeye çalışan bir genç olan Bihruz Bey’in hikayesini anlatır. Bihruz Bey, bir gün Çamlıca’da araba ile gezerken gördüğü güzel bir kıza aşık olur ve onu elde etmek için çılgınca çabalar. Ancak, bu kızın aslında kim olduğunu ve ona olan ilgisinin ne kadar yüzeysel olduğunu çok geçmeden fark eder.

Bihruz Bey, romanda sürekli olarak Batılılaşma ve bunun getirdiği yozlaşma ile mücadele eden bir karakter olarak karşımıza çıkar. Onun bu hayali dünyası, gerçek hayatta sürekli olarak kırılmalara uğrar ve roman boyunca trajik bir gülünçlük içinde bocalar.

Karakter Analizleri

Bihruz Bey

Bihruz Bey, “Araba Sevdası”nın başkahramanı olarak eserde önemli bir yer tutar. Batı hayranı, gösteriş meraklısı ve yüzeysel bir karakterdir. Paris’e yaptığı kısa bir seyahatin ardından kendini tümüyle Batılı sanan, ancak aslında birçok konuda oldukça yetersiz olan Bihruz Bey, dönemin taklitçi ve gösteriş meraklısı gençliğini temsil eder. Bu karakter üzerinden Recaizade Mahmut Ekrem, Batılılaşmanın yüzeysel ve yanlış anlaşılmasını eleştirir.

Periveş Hanım

Bihruz Bey’in aşık olduğu Periveş Hanım, romanda gizemli ve uzak bir karakter olarak kalır. Bihruz Bey’in ona olan ilgisi ve aşkı, büyük ölçüde yüzeysel bir hayranlıktan ibarettir. Periveş Hanım üzerinden Recaizade Mahmut Ekrem, hayallerin ve yüzeysel güzelliklerin ne kadar geçici ve aldatıcı olduğunu göstermeye çalışır.

Keşfi Bey

Keşfi Bey, Bihruz Bey’in en yakın arkadaşıdır. O da Bihruz Bey gibi Batılılaşma heveslisi, ancak onun kadar saf değildir. Keşfi Bey, zaman zaman Bihruz Bey’i eleştirir ve ona öğütler verir. Ancak onun da gösteriş meraklısı olduğu görülür.

Dil ve Üslup

“Araba Sevdası”, dil ve üslup açısından da özgün bir eserdir. Recaizade Mahmut Ekrem, eserde dönemin Osmanlı Türkçesini ustalıkla kullanır. Bunun yanı sıra, eserde Fransızca kelime ve deyimlere de sıkça yer verilir. Bu dil kullanımı, Bihruz Bey’in Batı hayranlığını ve yüzeyselliğini daha da belirgin hale getirir.

Ekrem’in eserdeki üslubu, ironik ve eleştireldir. Karakterlerin abartılı halleri ve olayların mizahi yönleri, romanı trajikomedya türüne yaklaştırır. Bihruz Bey’in içsel monologları ve düşünceleri, onun ne denli saf ve aldatılmış bir karakter olduğunu gözler önüne serer.

Gerçekçilik Anlayışı

“Araba Sevdası”, Türk edebiyatında gerçekçilik anlayışının ilk örneklerinden biri olarak kabul edilir. Recaizade Mahmut Ekrem, romanda idealize edilmiş karakterler yerine gerçek hayattan alınmış tipler kullanır. Bu gerçekçilik, karakterlerin iç dünyalarının detaylı ve nesnel bir şekilde incelenmesiyle sağlanır.

Roman boyunca, Bihruz Bey’in hayal dünyasının sürekli olarak gerçekle çakışması, Ekrem’in gerçekçilik anlayışını yansıtır. Yazar, toplumsal eleştiriyi bireysel zaaflar ve çelişkiler üzerinden yapar. Bu yönüyle “Araba Sevdası”, döneminin romantik anlayışından farklı olarak daha nesnel ve eleştirel bir tutum sergiler.

Türk Edebiyatındaki Yeri

“Araba Sevdası”, Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Roman, ilk defa Batılı anlamda bir gerçekçilik örneği sunar ve bu yönüyle kendisinden sonra gelen birçok yazarı etkiler. Recaizade Mahmut Ekrem’in bu eseri, Türk edebiyatındaki romantik ve abartılı anlatımlara bir reaksiyon olarak ortaya çıkar ve yeni bir anlayışın kapılarını aralar.

Bunun yanı sıra, “Araba Sevdası”, Batılılaşma sürecinde yaşanan sorunları ve yozlaşmayı ele alması bakımından da değerlidir. Eser, toplumsal ve bireysel erozyonları mizahi bir dille eleştirir ve okuyucularını düşündürmeye yönlendirir.

Sonuç Yerine

Recaizade Mahmut Ekrem’in “Araba Sevdası” romanı, konusuyla, karakterleriyle, dili ve üslubuyla Türk edebiyatının önemli yapı taşlarından biridir. Batılılaşma sürecinde yaşanan toplumsal ve bireysel sorunları mizahi bir dille eleştiren bu romanda, Bihruz Bey karakteri üzerinden yanlış Batılılaşma eleştirilmektedir. İlk realist roman olarak kabul edilen “Araba Sevdası”, birçok açıdan incelenmeye ve üzerinde düşünülmeye değer bir eserdir.

admin avatarı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Liyana Parker

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua. Ut enim ad minim veniam, quis nostrud exercitation ullamco laboris nisi ut aliquip ex ea commodo consequat.